Akademiden
Müzik
Kırmızı kafalı saka kuşu Himalayalar’da nasıl ötüyorsa Amazon nehrinin denize dökülen kısmının üstündeki ağacın dalında da aynı ötüyordur. Aynı tını aynı ses dinleyen hangi milletten olursa olsun, anlar sakanın dilinden. Aynıya bakıp aynıyı anlar.
“ Müzik herkes tarafından anlaşılabilen ortak bir dildir”.
Müziği en iyi anlatan ifade budur.
GENEL BİLGİLER
“Kırmızı kafalı saka kuşu Himalayalar’da nasıl ötüyorsa Amazon nehrinin denize dökülen kısmının üstündeki ağacın dalında da aynı ötüyordur. Aynı tını aynı ses dinleyen hangi milletten olursa olsun, anlar sakanın dilinden. Aynıya bakıp aynıyı anlar.” “ Müzik herkes tarafından anlaşılabilen ortak bir dildir”. Müziği en iyi anlatan ifade budur.
Bir melodi duyduğumuzda beynimizdeki farklı işlevlere sahip birçok bölge etkin hale geçer. Bir müzik aleti çaldığımızda ise bu etki çok daha belirgindir. Örneğin; müzikle ilgilenen kişilerin işitsel yetenekleri yüksektir. Ayrıca bir müzik aleti çalabilmek için kas hareketlerinin kontrollü ve koordinasyon halinde olması gerekir. Yani beyinde kasların hareketi ve kontrolü ile işitsel ve görsel işlevlerden sorumlu bölgeler birlikte uyumlu bir şekilde çalışmalıdır.
Araştırmalar müzisyenlerin beyinlerinin, müzikle ilgilenmeyenlerinkinden farklı olduğunu gösteriyor. Beyin görüntüleme yöntemleri kullanılarak yapılan araştırmalarda müzik eğitimi alan kişilerin beyinlerindeki gri madde hacminin müzikle ilgisi olmayan insanlarınkinden daha fazla olduğu anlaşıldı. Gri madde beyinde kasların kontrolü, bilişsel etkinlikler, görsel ve işitsel algı, hafıza, düşünce oluşumu, otokontrol gibi işlevlerle ilişkili bir dokudur.
Bilim insanları erken yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmenin kas ve hareket yeteneklerini geliştirdiğini, görsel-konumsal koordinasyonu sağladığını, odaklanmaya yardımcı olduğunu, depresyon ve kaygı durumlarını azalttığını ve duyguları kontrol etme imkânı verdiğini düşünüyor. Bununla birlikte müzik eğitimi almanın çocuklar üzerindeki etkileri bu kadarla sınırlı değildir.
ENSTRÜMAN EĞİTİMİ
Enstrüman eğitimi, bireysel çalışmaların önem kazandığı bir alan olmasının yanı sıra müzik teorisi, müzik tarihi, nota okuma ve müzikal genel kültür gelişiminin de aynı önem ve ciddiyetle ele alınmasını gerektirmektedir.
“Bireyi müzik okur yazarı haline getirmek, temel müzik prensiplerinin öğretimi ile enstrümanda hakimiyet sağlamak, ileri seviyede icracılar yetiştirmek.”
Akademiden olarak önemle üzerinde durduğumuz eğitim modeli; öğrencilerimizin, enstrümanındaki teknik ve teorik gelişimini doğru yürütmesi ve sağlıklı bir şekilde geliştirebilmesi, öğretmenlerimizin bire bir kontrolü altında çalışmalarını yürütmesi paralelinde; genel teorik derslerle de destekleyerek sağlam temeller üzerine inşa edilmesi şeklindedir.
SES VE ŞAN EĞİTİMİ
Ses eğitimi ve şan eğitimi kavramlarına dilimizde aynı anlam yüklenerek, ayırt edilmeden kullanıldığı ve bunun da zaman zaman karışıklıklara neden olduğu görülmektedir. Oysa ses eğitimi, şan eğitimi ve şarkı söyleme eğitimi temelde sesin doğru kullanılmasıyla ilgili olarak bazı ortak davranışları kapsayan, ancak amaç ve düzeylerine göre farklılık gösteren eğitimlerdir. Daha açık bir ifadeyle, ses eğitimi; şarkı söyleme, şan, koro ve konuşma eğitimi gibi değişik ses eğitimi türlerini kapsayan genel bir alanın adıdır.
O halde ses eğitimi; bireylere konuşma ve/veya şarkı söylemede seslerini doğru, etkili ve güzel kullanabilmeleri için gereken davranışların kazandırıldığı ve içinde konuşma, şarkı söyleme ve şan eğitimi gibi alt ses eğitimi basamaklarını barındıran, disiplinler arası bir özel alan eğitimidir. (Töreyin, 1998: 10)
Ses eğitimi, her yaş ve düzeydeki bireylere verilmesi gereken bir eğitimdir. “Müzik eğitiminin içeriksel açıdan genel kapsamında bulunur.”‘ (Uçan, 1994: 14) Bireylerin amaç ve düzeylerine göre değişiklik gösteren bu eğitim, genel, amatör ve mesleki müzik eğitimi içinde şarkı söyleme eğitimi, şan eğitimi, konuşma eğitimi ve koro eğitimi gibi değişik isimler alırlar. Amaçlarına göre de bireysel ve toplu olarak verilir.
Genel müzik eğitimi içinde, ilköğretim ve ilköğretim öncesi yaş grupları için, daha çok şarkı öğretmek amacıyla verilen ve “şarkı söyleme eğitimi” ile “koro” eğitimi adını alan ses eğitimi, mesleki müzik eğitiminde, önceden kazandırılan şarkı söyleme ile ilgili temel davranışların üzerinde ileri tekniklerle geliştirilerek, sese dayanıklılık ve sağlamlık kazandırmaya ve artistik söylemeye yönelik olarak değişir ve “şan eğitimi” adını alır.
Şarkı Söyleme Eğitimi:
Şarkı söyleme eğitimi; ses eğitiminin içinde, ilköğretim öncesi eğitimden, yüksek öğretim ve daha ileri eğitim düzeyindeki bireylere kadar, seçtikleri şarkıyı tür ve yapı özelliklerine uygun olarak doğru, güzel ve etkili biçimde söylemeye ilişkin davranışların kazandırıldığı, şarkı öğretimini de kapsayan ve müzik eğitiminin davranışsal açıdan genel kapsamında bulunan bir ses eğitimi türüdür. (Töreyin, 1998: 13)
Şarkı söyleme eğitimiyle, şan eğitimi arasındaki fark, ses eğitimi kapsamında bulunan bu İki tür ses eğitiminin amaç ve düzey değişikliğinden kaynaklanmaktadır. Şan eğitiminde, özellikle şan için bestelenmiş eserlerin (arie anticheler, opera aryaları ve liedler gibi) sanatsal boyutta ve teknik üstünlükle söylenmesine ilişkin davranışlar kazandırılması hedeflenirken, şarkı söyleme eğitiminde her tür ve düzeydeki şarkıları (okul şarkılar, marşları, halk müziği eserleri v.b.) doğru, güzel ve etkili söylemeye yönelik olarak, sesle, müzikle ve bağlı olduğu bilim alanlarıyla ilgili davranışlar kazandırılması amaçlanır.
Şan Eğitimi:
Dilimize, Fransızca’daki “chant” sözcüğünden geçen bu kelimenin asıl anlamı; “dayanıklılık ve sağlamlık kazandırmak için sesi işlemek, yetiştirmek, sesle ilgili dayanaklılık sanatı, sesle şarkı söyleme sanatı” (Petit Larousse, 1972: 165) dır. Bir başka tanımda; “Ses müziği sanatı, tekniği ve insan sesiyle oluşturulan müziksel ve teknik sesler bütünü” olarak açıklanmıştır. (Micro Robert. 1978: 163)
Türkçe sözlükte ise; “İnsan gırtlağından çıkan ve perde ayrımlarıyla çeşitli duyumlar uyandıran ses dizisi” (TDK, 1988: 1370) dir.
Bütün bu açıklamalar ışığında şan eğitimi: “Ses eğitimi içinde, şarkı söyleme eğitimine dayanan, özellikle mesleki müzik eğitimi kapsamında ve şarkı söyleme eğitimiyle kazandırılmış olan temel davranışların üzerinde oluşturulan, ileri teknikle ve artistik düzeyde şarkı söyleyebilmeyi ve sese dayanıklılık kazandırmayı amaçlayan mesleksel bir ses eğitimi” (Töreyin, 1998: 10) olarak tanımlanabilir. Özetle şan eğitimi de ses eğitimi alanı içinde bir boyuttur.
Kaynak: Dr. Ayşe Meral Töreyin/Gazi Ünv. Gazi Eğt. Fak. GSEB-MEABD
GENEL BİLGİLER
Ritm; müzik, dans ve konuşmada doğası gereği varolan temel öğedir. Bu temel öğe üzerine kurulu bir “ dil ” olan Orff yöntemi;
a) Ritm için vücut sesi ve jestler vurgulanarak,
b) Enstrümanların en doğalı ve ilki olan “ses” kullanılarak,
c) Her ölçü, şekil ve ses çeşitliliğine göre bütün davul türlerine büyük önem verilerek,
d) Doğaçlamalara şekil veren öge olarak “ostinato” (tekrarlanan ritmik, sözlü veya söylenen biçim) kullanılarak doğmuştur.
Orff Metodu, çocuklara temel müzik eğitimi vermek için çocuğun alışık olduğu elemanları kullanarak tamamen doğal yolla öğrenmeyi teşvik eden, Carl ORFF tarafından geliştirilen bir metottur. Bu metodun en temel öğesi, dans, müzik, konuşma, dil, vücut, ve hareket birlikteliğidir. Bu temel öğeleri kullanarak, orff metodu uygulandığında, çocukta müzikal yönden gelişme sağlanır. Aynı zamanda bu gelişmeyle birlikte, çocukta öğrenme disiplini, grup sorumluluğu alma, başkaları ile çalışmayı öğrenme ve dikkat becerilerinin geliştirilmesi sağlanmaktadır.Taklit ve keşfetmenin, doğaçlama ve müzik yazarlığına yol açması ile aktif bir şekilde öğrenmeyi sağlar.Okuma ve yazmayı öğrenmeden önce çocuk konuşmayı öğrenir.
Eğitim İçeriği
Tanıma ve tanışma, uyum, güven etkinlikleri
Ses ve nefes açma çalışmaları
Grup içi güven duygusunu geliştirme çalışmaları
Duyu çalışmaları (5 duyumuzu geliştirelim)
İletişim ve etkileşim çalışmaları
Empati ve spontane drama
Müzik, dans ve ritim çalışmaları (Dans Dramasi)
İmgeleme çalışmalarıDoğaçlama ve yaratıcı etkinlikler
Beden dili ve pandomim çalışmaları
Ses ve tonlama çalışmalarıRahatlama ve gevşeme egzersizleri
“Orff yaklaşımı” olarak da anılan bu eğitim, besteci Carl ORFF ve dansçı Gunild KEETMAN tarafından geliştirilmiştir. Geneline bakıldığında müzik ve hareket eğitimi olarak tanımlanabilir. Temelde her insanda var olan, duygularını ritm, müzik ve hareketle anlatabilme dinamiğinin bu eğitimle açığa çıkarılması prensibine dayanır.
Orff eğitimi, kalıplaşmış katı kuralların olduğu bir eğitim şekli değildir. Bu eğitimde açığa çıkarılmak istenen çocuğun yaratıcılığının yanında öğretmenin yaratıcılığına da yer verilmiştir.
Özetle bu bilgiler ışığında ulusal değerlerin korunduğu bir programla Orff Eğitimini sunmaktayız.
Alman besteci Carl Orff,çocuklara müzik eğitimi vermek için bu özel eğitim yöntemini geliştirmiştir.
Orff eğitimi,okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocuklara yönelik bir eğitimdir.Bu yöntemle amaç çocukların yaratıcılığını geliştiriken, eğlenirken öğrenmesini sağlamaktır.Müzikle dans eden,hareket eden,konuşan,müziğe söz giydiren(söz yazan) kısacası müzik aracılığıyla kendini ifade eden çocuk bu esnada aslında müziğin içine yavaş yavaş girmiş ve bir takım kavramları farkında bile olmadan öğrenmeye başlamıştır. Sözün özü her çocuğun birden bir çalgı öğrenmesinden önce orff eğitimi alıp müziği yaşaması, içerlemesi ve böylece bilgi birikiminin olması kesinlikle şarttır.
ORFF Çalgıları
Carl ORFF, tüm bunların yanında, çocuklara metodu uygularken, eğitimi daha eğlenceli hale getirmek amacıyla, kendi adını verdiği Orff enstrümanlarını kullanmıştır.
Bu enstrümanlar :
Çelik Üçgen
Ritm Çubukları
Zil
Timpani
Gong
Ksilofon
Metalofon
Bango
Marakas
Kastanyet
Tef
Glockenspieller
ve çeşitli büyüklükte davullar en çok bilinenleri arasındadır.
Amaca yönelik önceden hazırlanan bir hikaye : Hikayenin önemli noktaları öğretmen tarafından ders öncesinde belirlenir. Bu noktaların ifade edilebilir özellikte olması önemlidir. Örnek: gök gürültüsü, yağmur sesi, merdivendenhızla çıkan ya da inen bir çocuğun ayak sesleri, birşeyler yerken çıkardığımız sesler, sabah kalktığında kollarını iki yana açarak gerinen bir insanın çıkardığı ses, vb.
Öğretmen tarafından org veya piyano ile sürdürülen bir ostinato kalıbı.
Orff çalgıları sınıfın ortasına dağınık olarak yerleştirilir.
Yapılacak çalışma çocuklara açıklanır.
Hikaye öğretmen tarafından anlatılmaya başlanır. Belirlenen ostinato konuya göre öğretmen tarafından sürdürülür.
Canlandırma ve uygulama anı geldiğinde öğretmen orgun-piyanonun başından kalkarak hikayenin kaldığı noktadaki durumu-olayı-sesi seçeceği çalgısıyla ifade etmesi için bir öğrencinin yanına ilerler ve omzuna dokunur. Öğrenci kalkar, çalgılara yönelir ve kendince uygun bulduğu Orff çalgısıyla düşüncesini hayata geçirir, canlan dırmasını yapar.Yapılan çalışmalarda çok farklı örneklere rastladığımız gibi bir olayı birçok öğrencinin aynı çalgıyı aynı şekilde kullandığı da dikkat çekici bir noktadır.
Bu sırada diğer öğrenciler hikayeyi dinlerler ve uygulama yapan arkadaşlarını izlerler.
Bu uygulama sırasında hikayenin resmi de yaptırılabilir. Tüm öğrenciler anlatılan masalı hayalinde canlandırır ve bunu kağıtlarına çizerler. Bu şekilde diğer öğrenciler de yaratıcılıklarını uygulama şansını resim yaparak gerçekleştirmiş olurlar.
Bizimle İletişime Geçin
Bilgi almak istediğiniz eğitimlerle ilgili kayıt oluşturun, danışmanlarımız sizi arayıp bilgilendirsin.